2 Nisan 2014 Çarşamba

I'm Back

        Hayat bir zıtlıklar kümesi. Hayal ettiklerin ve olmak istediğin zıt düşer hep. Zengin ve iyi bir insan olmak isteyen biri; zengin olması için acımasız olması lazım, iyilikten uzak... Yüzlerce örnek var aklımda. Maddiyatın insanı insan olmaktan çıkardığı bu dönemde hayaller hep hayal olarak kalmak zorunda. Çok karamsar görünebilir belki ama bu böyle. Aç beynini ve düşün ne kadar çaresiz olduğunu göreceksin. Afrika'daki çocuklara acırken, tam video izlerken biten internet paketine sövemezsin. Sen bir tüketicisin artık. Fakat farkında değilsin tükenen senin hayallerin. Bir türlü oluşturamadığın kişiliğin. İyi biri olmak için fazla tüketicisin. Evet kötü ve tüketici aynı anlamda. İnsanoğlu çık şu sıkıştırılmış beyninden ve bak tepeden halimize. Olmak istediğin senden nefret edeceksin evet. Ben ne yapıyorum diyeceksin. Sonra dönüp diyeceksin ki bir tek benim yardımımla insanlık ne kadar düzelebilir ki? Ve oturmaya devam edecksin. İşte biz bu olduk. Biz kimsenin halinden anlamaz olduk. Şu koskoca dünyada ses çıkarsak bile kim dinler ki diye düşünür olduk. Kafamın bir yerine hep batan bir iğne gibi rahatsız eden bu düşünceler aklıma geldikçe utanıyorum insanlığımdan. İnsanlıktan utanıyorum. Sessiz kal insanoğlu. Sana verilen rahatlığa ve karşısında beklenen sessizce boyun eğmelere sessiz kal. Paran olmadığı için küfür etmekten utan. Dünyayı ben mi kurtarıcam demekten utan. Her şeye rağmen harekete geçen insanlar. Kahramanlar. Bizimle aynı ırktan olduklarından bile utanıyorlardır belki de. Haklılar. Kendimden utanıyorum. Her anı pişmanlıkla geçen hayatımı düşündükçe daha da pişman oluyorum. Harekete geçmediğim her saniye pişman oluyorum. Senin vicdanın var mı insanoğlu? Sen de pişman mısın? İnsanlık senin ne kadar umrunda? Yarın giyeceğin kıyafetin kadar umrunda mı acaba? Düşünmemeye çalışarak vicdanını ne kadar rahatlatabilirsin ki...