19 Temmuz 2020 Pazar

5,972E24 Kilogram Dünya ve Bir Korkuluk

     Korku, bu aciz bedenleri hayatta tutan en önemli besin kaynağıdır. Zulmün tezahürü ve belki de geleceği görmenin fiziksel bir yansımasıdır. Kendisi bir zulüm olabileceği gibi sevgi nesnesi de olabilir insanoğlunun. Korku, kaç veya savaş yanıtının sorusudur.
     Hepimizin belirli veya belirsiz korkuları vardır dünya üstünde. Her şey potansiyel bir korku kaynağıdır insanlar için. Ortada bir "şey" olması, her zaman korkuyu da beraberinde getirir. Şeylerle etkileşimimizde var olan bu duygu kafa karıştırıcı bir etkendir. Çünkü kimisinin adrenalin sevgisini körükleyen bir odun olurken kimisi için de stres kaynağı olur. İnsanın bilinçdışından gelen dürtülerin ortaya konmasıyla alakalı kompleks bir mekanizma olabileceği gibi gayet basit bir çocukluk travması da olabilir. Basit bir korku etkeni farklı insanlarda farklı cevapların ortaya konmasına neden olabilir. Veyahut da farklı korku etkenleri ortaya aynı sonuçlar çıkarabilir. Yani psikiyatri biliminde belli başlı kalıplara oturtulabilirken, bazen de bu bilimin elini kolunu bağlayabilecek değişik bir duygu olabilir. Ne olup olmadığı benim için bu kadar muamma bir duygu olmasına rağmen elimle tutup oynadığımda bana bu kadar net bir cevap verebilen bir duygu da görmedim. Bu cevaplar ne kadar bana özel olsa da her insanda aynı etkileri ortaya koyabileceği için yazıyorum bu yazıyı.
     İnsan geliştikçe korkularını yenmeyi öğrenir. Korktuğunuz şeyler ve yenmek için ortaya koyduğunuz diğer şeyleri biraz olsun gözünüzün önüne getirerek bunun farkına varabilirsiniz. Sonuçta küçükten büyüğüne kadar yendiğiniz belki bir belki de onlarca korkunuzu bulabilirsiniz. Ama fizikte, matematikte olduğu gibi bu korkuların da enleri vardır. En büyük korkunuz belki bilincinizden bir sır gibi saklı duruyor olabilir. Ama saklı da olsa orada bir yerdedir. Belki de bütün hayatınız bunu yenmek üzere tecrübe edilmiş ve geliştirilmiş bir mekanizma olabilir. Bu korku sizi hayatta tutacak kadar bir enerjiyle sizi motive ediyorsa bunun üstüne gitmek veya bu yazıyı okumak sizin için gereksiz gelecektir. Ama bu korku sizi gereğinden fazla zorlayan bir hayat yaşamaya itiyorsa buradan sonrasını okumaya devam edeceksiniz demektir. En büyük korkularınızı bulmanın basit bir formülü olmayacaktır. Çünkü ne kadar derininize inerseniz o kadar direnç sizi bekliyor olacaktır. Ben burada sadece en büyük korkuyu yenmenin sonucunun ne olabileceği durumunu anlatacağım
     En büyük korkular insanın yaşamının her zerresine ulaşmıştır diyebilirim. Fark ettiğiniz her davranış veya her düşüncenin içinde onu bulabilirsiniz. İş bu ya kişi farkında olmadan da bu korkuyla savaşacak mekanizmalarını geliştiriyor. Ama bu en büyük korku fazla çocuksu bir şey olduğunda ki genelde böyle olur, kulak boynuzu geçmiş olur çoktan. Yani edindiğim deneyim ve savaşın ardından korkumla ilgili edindiğim farkındalığımın çoktan onu yenmeye yetecek bir araç olarak geliştiğini öğrenmiş oluyorum. Böyle bir durumda, hayatta kalmak için elimde ne gibi bir motivasyon aracı kalıyor ki? En büyük korkularınızı yendiğinizde diğer tüm korkular bunun bir simülasyonu gibi kalmaz mı yanında? Bu dünyanın belki de en zor işini yapmış biri olarak bu dünyada diğer karşılaşılacak her zorluğun veya korkutucu her işin anlamını yitirmesi gayet olağan olmaz mı? Bu dünyada kalan tüm zamanınız geçilmesi gereken basit bir test olarak gözlerinizin önüne serilse, bu dünyanın ardında ne göreceksiniz?